Can
- CAN
Türkçe’ye “-ebilmek” olarak aktarılır ve cümleye “yetenek, izin/rica, olasılık, yasaklama” anlamları katar.
Yapısı :
– Cümle içerisinde bir yardımcı fiil gibi görev yapar yani olumsuz cümlelerde “not” eki alır ve soru cümlelerinde özneden önce kullanılır.
– Tüm şahıslarda aynı şekilde kullanılır ve kendinden sonra gelen fiil her zaman yalın haliyle kullanılır.
Aşağıdaki tabloyu inceleyelim.
Not: Olumsuz yapıda can’t “cannot” olarak da kullanılabilir.Kullanımı :
“can” ile cümleye “yetenek, izin, rica, olasılık” olmak üzere 4 farklı anlam verebileceğimizden yukarda bahsetmiştik. Şimdi her birini ayrı ayrı inceleyelim.
- A) Ability: Yetenek anlamına gelir. Yapabildiğimiz veya yapamadığımız şeylerden bahsederken kullanılır.Örnek
– I can speak four foreign languages.
(Dört yabancı dil konuşabilirim.)– He can play the guitar very well.
(O çok iyi gitar çalabilir.)– A blue whale can stay under water for more than an hour.
(Bir mavi balina su altında bir saatten fazla kalabilir.)– Babies can’t wash themselves.
(Bebekler kendileri yıkanamazlar.)– Can a penguen fly?
(Bir penguen uçabilir mi?) - B) Posibility: Olasılık anlamına gelir. Can ile olması muhtemel şeyleri ifade edebiliriz.
Örnek
– If you practice regularly, you can be a good guitarist one day.
(Eğer düzenli pratik yaparsan bir gün iyi bir gitarist olabilirsin.– Boy: Mom, where’s my new watch?
(Anne, yeni saatim nerede?)
Mom: It can be in the drawer in the living room.
(Oturma odasında çekmecede olabilir.) - C) Request & Permission: Birinden bir şey yapmasını rica ederken (request) veya bir şey yapmak için izin isterken (permission) “can” kullanılabilir. Bu anlamda kullanabileceğimiz diğer yapılara göre en samimi kullanım biçimidir. Kendimizden özellikle kıdem olarak daha üstün kişilerden bir şey rica ederken veya isterken “can” kullanımı pek uygun olmaz. Daha çok yaşıtlarımız veya samimi olduğumuz kişilerden bir şey isterken kullanmamız daha doğru olur.
Örnek
– Can I have a glass of water?
(Bir bardak su alabilir miyim?)– Can we talk for a minute?
(Bir dakika konuşabilir miyiz?)– Can you turn the music down, please?
(Müziğin sesini biraz kısabilir misin lütfen?)– Can I borrow your dictionary?
(Sözlüğünü ödünç alabilir miyim?) - D) Prohibition: Olumsuz yapıda “can’t” ile yasaklama da belirtebiliriz.
Örnek
– You can’t bring food or drink into the classroom.
(Sınıfa yiyecek – içecek getiremezsiniz.)– People who are under 18 years old cannot get in.
(18 yaşından küçükler içeri giremez.)
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.