Could

10 Haziran 2017 tarihinde tarafından eklendi.
  • Could
    Türkçe’ye “-ebilmek” olarak çevirilir ve cümleye “yetenek, olasılık, rica” anlamları katar.
    Yapısı :
    – Cümle içerisinde bir yardımcı fiil gibi görev yapar yani olumsuz cümlelerde “not” eki alır ve soru cümlelerinde özneden önce kullanılır.
    – Tüm şahıslarda aynı şekilde kullanılır ve kendinden sonra gelen fiil her zaman yalın haliyle kullanılır.
    Aşağıdaki tabloyu inceleyelim.
  • Kullanımı: Could, “can” kipinin geçmiş zamanda kullanılan halidir ancak kullanım amacına göre Present anlam da taşıyabilir. Yukarıda 3 farklı anlamda kullanabileceğimizden bahsetmiştik. Şimdi bunları birer birer inceleyelim.
  • A) Ability: “Yetenek” anlamına gelir ve bu kullanımıyla “can” kipinin geçmiş zamandaki halidir. yani geçmişte yapabildiğimiz/yapamadığımız şeylerden bahsederken kullanırız. Dolayısıyla kullandığımız zaman ifadelerinin de geçmiş zamana (yesterday, last year gibi) ait olmasına dikkat etmeliyiz.
    Örnek
    – I could read simple texts before I went to school.
    (Okula gitmeden önce basit parçaları okuyabiliyordum.) 

    – My sister couldn’t tie her shoes until I tought her.
    (Kız kardeşim ben öğretene kadar ayakkabılarını bağlayamıyor.)

    – Beethoven could play the piano at the age of four.
    (Beethoven 4 yaşındayken piano çalabiliyordu.)

  • Possibility: Olasık belirtirmek için kullandığımızda could Present anlam içerir ve “can” e göre daha düşük bir olasılık belirtir. Yani şimdiki zamanla ilgili bir olasılıktan söz ediyoruzdur.
    Örnek
    – David: I can’t find my keys!
    (Anahtarlarımı bulamıyorum.)

    John: They could be at home or in the office.
    (Evde veya ofiste olabilirler.)

    – Your parents could punish you for not telling them the truth.
    (Ebeveynlerin onlara doğruyu söylemediğin için seni cezalandırabilir.)

  • Request: Birinden bir şey rica ederken “could” kullanılabilir. “can” e göre daha kibar bir kullanımdır.
    Örnek
    – Could I use your phone to call my dad?
    (Babamı aramak için telefonunuzu kullanabilir miyim?) 

    – Could you pass me the salt?
    (Tuzu bana uzatabilir misin?)

  • Bu 3 kullanımı dışında could ayrıca If Clauses Type 2 şart cümlelerinde de kullanılır.
    Örnek
    – If I had time

    , I could help you with the housework.
    (Zamanım olsaydı sana ev işlerinde yardımcı olabilirdim.) 

    – You could run faster if you weren’t so fat.
    (Bu kadar kilolu olmasan daha hızlı koşabilirdin.) 

  • could have V3 : Bu yapı Türkçe’ye “-mış olabilir, -mış olabilirdi (ancak olmadı)” şeklinde çevirilebilir. Geçmişte yaşanan bir olay hakkında tahmin yürütmek veya olasılık belirtmek için kullanılır. Özellikle If Clauses Type 3 şart cümlelerinde kullanımı yaygındır.
    Örnek
    – The mountaineers haven’t returned yet. Something bad could have happened.
    (Dağcılar henüz dönmediler. Kötü birşeyler olmuş olabilir.) 

    – *If you had been more careful, we could have won the game.
    (Eger daha dikkatli olsaydın oyunu kazanabilirdik.) 
    *Son örnekte oyunu kazanabilirdik ancak sonuç olarak kazanamadığımız anlamı çıkar.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
İleri Seviye